Soru 1: Salih Bey, öncelikle tüketici finansman sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle Tüketici Finansmanı ve BNPL pazarındaki güncel dinamikler neler?

2025 yılının sektörün geneli için bir ‘dengelenme’ ve ‘ iş modellerini gözden geçirme ve  yenilenme’ süreci olduğunu gözlemliyoruz. Bununla birlikte, Tüketici Finansmanı ve özellikle bizim öncülüğünü yaptığımız Şimdi Al, Sonra Öde (BNPL) çözümlerimiz, bu dengelenmeden pozitif yönde ayrışan bir dinamik sergiliyor diyebilirim.

Çünkü BNPL, tüketiciler için artık bir ödeme kolaylığı sunmakla birlikte, öngörülebilirliği ile de tüketicilerin bütçelerini yönetmelerine yardımcı bir enstrüman haline gelmeye başladı. BNPL’nin asıl gücü bence teknolojisinden geliyor. Geleneksel kredi başvurularının aksine, bizim çözümlerimiz doğrudan e-ticaret sitelerinin veya fiziksel mağazaların ödeme adımına ‘gömülü’ durumda. Kartlı ödemelerin müşterilerimizin alışılagelmiş refleksleri olduğu pazarda anlık ve pürüzsüz müşteri deneyimi, BNPL çözümlerinin tüketiciler tarafından daha fazla benimsenmesini sağladı.

2025 yılında aynı zamanda  tedarikçi finansmanı çözümlerine ilişkin de oldukça fazla alternatifin oluştuğunu gözlemliyoruz ve sektörün tedarikçi işinde daha da derinleşeceğine inanıyorum.

Soru 2: Kredim’in BNPL alanındaki rolünden bahsettiniz. Bireysel taraftaki güncel stratejileriniz hakkında neler söylemek istersiniz? Hopi iş birliği gibi adımlar bu stratejinin neresinde duruyor?

Tüketici finansman şirketleri hepimizin bildiği üzere araç finansmanında uzmanlaşmış şirketler olup bununla birlikte online ve offline kanallarda ihtiyaç finansmanı tarafında da önemli bir büyüklüğe geldiklerini görmekteyiz.

Tüketici finansmanı sektörünün, ihtiyaç finansmanı başlığı altındaki ‘Şimdi Al, Sonra Öde’ çözümlerinde birbirine yaklaşıldığını, kâr marjlarının daraldığını ve yeni pazar arayışlarının çok önemli bir duruma geldiği aşikâr.

Mobilya, beyaz eşya, dayanıklı tüketim gibi sektörlerde tüketici finansman şirketleri, bankalar ve aynı zamanda pazaryeri/platform çözümlerinin yoğun bir rekabet içerisinde olduğunu gözlemliyoruz. Yani aktif büyüklük, kredi kalitesi, kaynak maliyeti ve kârlılık perspektifinde, müşteri deneyiminin rekabeti şekillendirdiğini görmekteyiz.

Kredim açısından, BNPL alanındaki konumumuzu daha da güçlendirmek ve Param ekosisteminin yarattığı fırsatlar çerçevesinde iş kollarımızı ve kanallarımızı çeşitlendirmek stratejimizin önemli bir parçası. 

2025 yılı itibarıyla bireysel taraftaki güncel stratejimizi Param ekosistemi içerisinde sürdürülebilir agresif büyüme ve yeni sektörlerde penetrasyonu artırmak olmak üzere iki temel üzerine kurduk diyebilirim. Bu doğrultuda, geleneksel tüketici finansmanın yoğunlaştığı sektörler yerine odağımızı tamamen dijital kanallara ve Hopi gibi stratejik ekosistem ortaklıklarına kaydırdık.

Hopi iş birliği, bize stratejik bir değer oluşturuyor. En önemli değer; ekosistemlerin etkileşimi olarak ifade ettiğimiz, Param Grubu’nun gücünden yararlandığımız mükemmel bir B2B2C modelidir. Diğer önemli değer ise, Hopi’nin aktif ve işlem yapmaya hazır kullanıcısına doğrudan ulaşabilme ve öncü olduğumuz BNPL değer teklifimizi sunabilme imkanıdır. Hopi ile iş birliğimiz Kredim’i  ‘finansal bir çözüm’ olmanın ötesinde Hopi kullanıcısının alışveriş yolculuğunun doğal bir parçası haline getirmekte. Bu yaklaşım, benimsenme ve dönüşüm oranlarını pozitif şekilde artırdı. Bu kapsamda, 2025 yılının ilk 9 aylık döneminde Hopi kanalında kullandırdığımız kredi sayısı 250 bini geçmiş durumda.

Soru 3: 2025 yılında tüketici finansman şirketlerinin tedarikçi finansman çözümlerine doğru yöneldiğini görüyoruz. Kredim de bu yönde önemli adımlar attı mı? Ayrıca Ticari tarafta sunduğunuz ‘POS Cironuzu Söyleyin, Kredim’de Kredi Limitiniz Hazır’ gibi modeller oldukça dikkat çekici  oldu;  Sizi ticari finansmana daha fazla odaklanmaya iten sebepler nelerdi? 

‘Şimdi Al Sonra Öde’ alanındaki öncü rolümüzün ardından, Param Grup ekosistemi çerçevesinde rotamızı tüzel müşterilerimize çevirdik. Kredim olarak, tüzel müşterilerimize nakit akışına dayalı finansman çözümlerinden oluşan tamamen yeni bir değer teklifi sunduk. Bu yaklaşımda, ‘bütünleşik finans’ vizyonumuz çerçevesinde ödeme-tahsilat sistemleri ile ticari kredi çözümlerimizi bir araya getirdik. Bu sayede Kredim için niş bir alan oluşturarak tüzel müşterilerimizin finansmana erişimini gerçekten kolaylaştırdık.

Kredim’in tüm teknolojik altyapısını, kredi tahsis süreçlerini ve risk skorlama modellerini bu yeni değer teklifimize göre revize ederek en baştan tasarladık. Geleneksel teminat türleri ve bilanço analizine dayalı modeller yerine, işletmelerin tahsilat döngülerini temel alan dinamik bir model geliştirdik. Bu sayede, özellikle Param ekosistemindeki işletmelere yönelik, onların nakit akışlarına ‘gömülü’ Tedarikçi Finansmanı gibi yenilikçi çözümler sunabildik.

Bu model, bizim tedarikçi finansmanında temel değer önermemizi ve rekabet avantajımızı en net özetleyen yaklaşımımız diyebilirim.

Bugün KOBİ’lerin finansmana erişimde yaşadığı iki temel sorun var: Hız ve teminatlandırma. Bizim ‘POS Cironuzu Söyleyin…’ modelimiz geleneksel bir finansman başvuru süreci değil; ödeme altyapısına dayalı ‘gömülü’ bir finansman çözümü haline getirdiğimiz bir deneyim sunuyoruz. Bu kapsamda  2025 yılının ilk 9 ayında 8 milyar TL’lik finansman hacmimiz ile ülke ekonomimize katkıda bulunurken; kurumsal, ticari ve KOBİ müşterilerimize anında  çözüm sunmayı başardık.

Dolayısıyla ticari işletmeler için bir ‘112 Hızır Acil’ gibi hareket edebiliyor, ihtiyaç duydukları ‘can suyuna’ anında ulaşmalarını sağlıyoruz.

Soru 4: Takip ettiğimiz kadarıyla yürüttüğünüz “Kredim Dönüşüm Programı” bu süreçte nasıl bir rol oynadı?

Kurulduğu günden bu yana ilkleri başarmış bir finansman şirketi olarak 2025 yılına büyüme ve portföy çeşitliliği sağlama stratejisi ile start verdiğimiz için bu kapsamda tüm süreçlerimizin, iş yapış modellerimizin; verimli, çevik ve müşteri deneyimimizi mükemmelleştirecek yol haritasını hazırladık ve aksiyonlarımızı Kredim Dönüşüm Programı çatısı altında topladık.

Programın iki ana hedefi vardı: Birincisi, bireysel tarafta dijital odaklı büyümeydi. Yani, tüketici finansmanındaki odağımızı, Hopi gibi dijital ve ‘gömülü’ kanallara kaydırdık. İkincisi ise, ticari tarafta yeni bir değer oluşturmaktı. 

Asıl büyük adımımızın bu olduğunu ifade edebilirim. Böylelikle “Kredim Dönüşüm Programı”, ülkemizin en önemli BNPL sağlayıcısı konumumuzu güçlendiren, aynı zamanda hem bireysel hem de ticari alanda hizmet veren bütünleşik bir finansman şirketine dönüştüren ana stratejimizin başarıyla uygulanmasını sağlamış oldu.

Program kapsamında, kaynak çeşitliliğini sağlama, kredi kalitesini artırma, kredi başvuru ve değerlendirme süreçlerinin tamamının yeniden tasarlandığı ve  dijitalleştirildiği, müşteri deneyimini mükemmelleştiren ve müşteri şikayetlerini anında çözüme kavuşturan bir yapıya dönüştüren adımları atmaya devam ediyoruz.

Soru 5: Hem ticari kredi hem de BNPL çözümlerini tek çatıdan sunmanın yarattığı müşteri avantajları neler?

Bu çift yönlü yapı, bizim ‘bütünleşik finans ekosistemi’ stratejimizin tam merkezinde yer alıyor ve tüzel firmalar için iki katmanlı değer önerisi sunuyor. Birincisi, sunduğumuz Tedarikçi Finansmanı gibi ticari çözümlerle, şirketlerin kendi operasyonel verimliliğini ve nakit akışını güçlendiriyoruz. İkincisi ve belki de daha da önemlisi, ticari firmaların satışlarını artırmalarına alternatif bir çözüm sunuyoruz. İşletmenin, kendi müşterisine bizim BNPL çözümümüzü sunması, satışa dönüşüm oranlarını ve ortalama sepet tutarını doğrudan artıran bir araca dönüşüyor. 

Biz, tüzel firmalar için sadece bir ‘finansman sağlayıcı’ değiliz; aynı zamanda ona doğrudan ciro oluşturmasına aracılık eden bir ‘iş ortağıyız’. Param ekosistemi çerçevesinde finans ve teknolojiyi bir araya getirerek eşsiz bir değer teklifini ortaya koymuş oluyoruz. Müşterilerimiz, tüm bu finansal çözümleri tek bir  başvuru ve entegrasyonla, Param Grubu ekosistemi içinden ulaşabiliyor. Bu da onlar için muazzam bir operasyonel verimlilik ve stratejik bir rekabet avantajı demek. 

Soru 6: Peki, Kredim’in gelecekteki dönüşümü nasıl olacak? Kullanıcılara sadece finansman sağlamanın ötesinde, farklı finansal hizmetleri tek bir platformda sunan bir yapıya dönüşme vizyonunuz var mı?

Vizyonumuz, Kredim’in bir kredi sağlayıcısından, müşterilerimizin tüm finansal operasyonunu yönettiği ve güvendiği bir finansal platforma dönüşmesi. Bu dönüşüm stratejimizin iki ana amacı var. Birincisi, ‘Değer Katan Gömülü Hizmetler’ ve çözümlerimiz ile müşterilerimizle derinleşmek. Stratejimizin ikinci ve daha uzun vadeli amacı ise, ‘super app’ vizyonu ile kullanıcı etkileşim frekansını artırarak günlük finansal operasyonlarında gerçekleştirebileceği ürünleri de sunduğumuz hizmetlere dahil etmek. 

Soru 7: Yeni görevinizde yaklaşık 6 ayı geride bırakırken bu önemli dönüşüm paralelinde organizasyon yapınız nasıl şekilleniyor? Hem bireysel hem de ticari finansman gibi iki farklı alanda uzmanlaşacak bir organizasyon yapısını yönetmenin getirdiği zorluklar ve fırsatlar nelerdir?

Göreve başladığımdan beri geçen süreç, tam olarak ‘Kredim Dönüşüm Programı’nın hedeflerini hayata geçirdiğimiz bir organizasyonel yapılanma dönemi oldu. Temel hedefimiz, Kredim’in ‘çok yönlü’ bir yapıya kavuşması, yani aynı anda iki farklı iş modelini işletebilme kabiliyeti kazanmasıydı.

Sizin de belirttiğiniz gibi, bu iki alanın, yani bireysel ve ticari finansmanın doğası birbirinden tamamen farklı. Bireysel ve ticari segmentleri, kendi ürün yönetimi ve satış ekiplerine sahip, kendi dinamiklerine göre hareket eden bağımsız ‘dikey’ birimler olarak kurguladık. Böylece Tüketici Finansmanı birimlerimiz ‘fintek hızıyla’ koşarken, ticari birimlerimiz ‘finans disipliniyle’ hareket edebiliyor. Bu süreçte teknoloji, kredi risk altyapısı, kredi kalitesi, kredi başvuru ve tahsilat süreçleri ile operasyon gibi fonksiyonları geliştirdik, iyileştirdik.

Gerçekten yoğun geçen tempolu bir dönemi geride bıraktık diyemiyorum; hâlâ aynı tempoda devam ediyoruz. Burada sihirli bir sözcük var; ortak bir amaç için savaşmak ve niyet birliği yapmak. Dönüşümün sonuçlarını görebilmek bence en önemlisiydi.  Zaman, rekabet ve  hedef ekseninde dönüşümü başarıyla yapmamızı sağlayan anahtar ise Kredim ekibimizin tecrübesidir. 

Ekibimizin hem geleneksel finans dünyasının risk disiplinine hem de fintek dünyasının teknolojik çevikliğine hakim olması, bu iki farklı birimin aynı stratejik hedef altında uyumlu çalışmasını sağlıyor.

Eğer bir dönüşüm programı uyguluyorsanız, yönetim kurulu desteği; tüm ekibin sinerjisi ve hikayeyi benimsemesi ve bağlı olduğumuz grubun desteği çok önemli. Kredim bu bağlamda gerçekten çok eşsiz bir grupta olmanın avantajlarıyla yolculuğuna devam ediyor.

Yolumuz uzun; yolculuk güzel; yolda olmak çok güzel. Hikaye ve deneyim çağında yaşıyoruz ve bizim yaptığımız iş de, sunduğumuz değer teklifi; maliyet odağı dışında çözdüğümüz problemler ve ülkemizin iş yapma reflekslerini de içine katarak  hikayemizi oluşturuyoruz.

Elbette zorluklarımız var fakat iletişim dilimiz zorluklar ya da engeller üzerine değil, çözüm ve başarmak istediklerimiz üzerine. Kredim olarak çok güçlü motivasyon kaynaklarımız var ve birlikte iş yapmak kültürü içerisinde dönüşümü yapmak müthiş bir deneyim.

Sunduğumuz değer teklifleri, çözüm perspektifimiz ve yenilikçi kasımızla 2026’da da ara vermeden aynı tempoda devam edeceğiz. 

Yoruma Kapalı

tr_TRTurkish